İlk kez “Bir Delinin Hatıra Defteri” ile izlediğimde sarsılmıştım. Karşımda işine aşık, tutkunun vücut bulmuş hali bir insan vardı. Senelerce üç farklı yorumla sahnelediği bu oyunu hem Türkiye’de ilk kez oynayan hem de yetmiş beş dakika boyunca tüm dikkatinizi ayakta tutabilen tek kişiydi. Sahnede büyüdükçe büyüyen, sahnenin tozuyla nefes alan biri…
Üniversiteler hayatımızın dönüm noktası olan kurumlardır. Büyük hayallerle yola çıktığımız meslek sahibi olacağımız, pek çoğumuz için özgürlüklerimize ilk adımı attığımız yerlerdir. Kendi adıma hayatımın en büyük heyecanını duyduğum dönemdi, artık bir vasfım olacaktı, yeni bilgiler öğrenecektim. Toplumda okuduğum bölümle değer göreceğim bir dönem başlıyordu.
İnsan kendini bilmek ister mi? Kendini bilen biriyle karşılaştığımızda belki de bunu hiç hissetmeyeceğiz. Sokrates, Antik Yunan felsefesinde bilgeliğin, arayışın önemini vurgulayan bir filozoftu. İnsanların çoğunlukla kendi düşüncelerine, inançlarına veya ön yargılarına dayanarak yanlış sonuçlara ulaştığını düşünüyordu. Ona göre, insanlar genellikle kendi sınırlı deneyimleri ve bilgileri ile dünyayı sınırlı bir perspektiften anlamaya çalışırken, aslında çok az gerçek bilgiye sahiptiler. Dolayısıyla, insanın gerçek bilgeliğe ulaşabilmesi için, kendi sınırlarını bilmesi ve alçakgönüllü bir şekilde "hiçbir şeyi bilmediğini" kabul etmesi gerektiğine inanıyordu.
Kübizm'in en önemli temsilcisi, Pablo Picasso 1881 yılında İspanya'nın Malaga şehrinde doğmuştur. Picasso'nun kullandığı ilk kelime ispanyolca kalem anlamına gelen "lapiz" kelimesi olmuştur. Babasının resim öğretmeni olmasından da etkilenir ve 13 yaşına geldiğinde artık babasından daha iyi resim yapar hale gelmiştir. Bu sırada kız kardeşini difteri hastalığından kaybetmesi Pablo da derin yaralar açmıştır.
Frida Kahlo popüler kültürün en büyük sembollerinden biridir. Bazen bir çanta baskısında ya da kupa bardakların üstünde resmini görebiliriz. Hayatı bu süslü objelerden ibaretmiş gibi gözükür. Oysa Time dergisi Kahlo'nun sanatını fırça ve boya ile yazılmış acı verici bir otobiyografi olarak özetler.
Günümüzde yaşıyor olsa belki de insanların deli olarak itham edeceği ard izlenimci (Post Empresyonist) ünlü ressam Vincent Van Gogh 30 Mart 1853 yılında Hollanda da dünyaya gelmiştir. Adını ölü doğan abisinden alır. Ailesinin kökenleri 16.yy kadar dayanır. Akıl sağlığı problemleri aile soyundan gelir. Kardeşi Theo'ya yazmış olduğu 600 mektup yaşamı hakkında bize önemli bilgiler vermektedir.









