Sonbahar okuma listeleri, mevsimin getirdiği melankolik hava ve düşünsel derinlik arayışında olan okuyucular için bir tür sığınak niteliği taşır. Bu listedeki eserler, genellikle bireyin içsel yolculuğunu, insan ilişkilerini, toplumsal normlarla çatışmayı ve varoluşsal sorgulamaları ele alan temalar içerir. Kimi romanlarda, doğayla kurulan bağ üzerinden huzuru ve dinginliği keşfederken, kimileri de aşk, kayıplar ve özlem gibi duygusal deneyimlere odaklanır. Ayrıca, toplumsal eleştiriler ve bireylerin kimlik arayışları da bu listede sıkça rastlanan temalar arasındadır. Sonbahar ayları, bir yandan doğanın değişimiyle içsel düşüncelere dalmak için bir fırsat sunarken, diğer yandan okurun zihninde derin izler bırakan eserleri keşfetme zamanı olarak değerlendirilir. Bu okuma deneyimleri, sadece edebi bir yolculuk değil, aynı zamanda yaşamın anlamını ve insanın varoluşunu sorgulayan bir serüven niteliği taşır.
23. kez sonbaharda yapılacak olan FilmEkimi bu yıl 4 farklı şehirde gerçekleştirilecek.Sinema severler İstanbul, Diyarbakır, Ankara ve İzmir'de de Filmekimi gösterimlerini izleyebilecekler. Cannes, Venedik, Locarno ve Toronto gibi saygın film festivallerinde dünya prömiyerini yapan ödüllü filmler sinemaseverlerle buluşuyor.
4 Ekim – 11 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Zamana Bırakmak” başlıklı 9. Çanakkale Bienali, gençlerin günümüz sanatının zengin ekosistemini deneyimlenebileceği bir platform sunuyor.
Edebiyat dünyasında önemli bir yeri olan Kafka, hayatındaki karmaşık duygulardan yola çıkarak eserlerinde sıklıkla insanların içsel ve duygusal çatışmalarını ön plana çıkarmıştır. Yabancılaşma, bürokrasi, otorite karşısında bireyin yaşadığı güçsüzlük ve varoluşsal kaygılar ana teması olmuş.
Sosyal medya, çocuklarımızın içine doğduğu, belirli bir yaş grubunun hem kullanmaktan kaçamadığı hem de kültürel kodlarına göre olumsuz eleştiride bulunduğu, dijitalleşmeyle birlikte ortaya çıkan yeni bir sosyalleşme aracıdır. Yüz yüze etkileşim döneminde doğup büyüyen birçok insanın, yeni sosyalleşme mekânı haline gelen dijital ortama yaptıkları olumsuz eleştirilerin, elbette haklı nedenleri var.
Çocuk işçiliği, milyonlarca çocuğun geleceğini karartan en büyük insan hakları ihlallerinden biri olarak sürüyor. ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) Çocuk işçiliğini; çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren işlerde çalıştırılmaları olarak tanımlamaktadır.
Robert Capa, Henri Cartier-Bresson, Paul Strand ve W. Eugene Smith, fotoğrafçılığı sadece bir sanat formu değil, aynı zamanda güçlü bir anlatım aracı olarak dönüştüren efsanevi isimlerdir. Capa, savaşın dehşetini cesurca belgeledi; Cartier-Bresson, anın özünü yakalamaya odaklandı ve "karar anı" kavramını geliştirdi; Strand, fotoğrafın estetik ve sosyal potansiyelini keşfetti; Smith ise belgesel fotoğrafçılığında derin insani hikayeleri etkileyici bir şekilde sundu. Bu dört isim, fotoğrafçılığın sınırlarını zorlayarak, görsel sanatların gücünü insan deneyimini anlatmada eşsiz bir şekilde kullandılar.
Kraliçe Victoria'nın hüküm sürdüğü dönemde Birleşik Krallık şairliği yapmış ünlü İngiliz Alfred Tennyson'un şiirinden esinlenilerek yapılmış bir resimdir. Viktoryen dönemin ressamları, eserlerini şiir, edebiyat ve mitolojiden esinlenerek yapmayı seçmişlerdir. John William Waterhouse da bu ressamların başında gelir. Defalarca resmettiği bu eserde Leydi'nin hayatı, yolculuğu, ölümü ve hissettikleri muhteşem bir şekilde betimleniyor. Dönemin ressamlarının kullandığı parlak renkler, semboller ve doğanın tasviri ve öyküleyici anlatımın etkisi bizi büyülü bir dünyaya götürür.
Bu yıl 9'uncusu düzenlenecek olan Sinopale (Sinop Bienali) 11-31 Ekim tarihlerinde izleyicileriyle buluşuyor
Bu yıl 31'incisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası Adana Altın Koza film Festivali 23-29 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek













